“Sakın, sakın! Dünya cereyanları, hususan siyaset cereyanları ve bilhâssa harice bakan cereyanlar sizi tefrikaya atmasın. Karşınızda ittihad etmiş dalalet fırkalarına karşı perişan etmesin!”
Oysa müminler; değil birbirleriyle çekişmek, birbirlerine karşı son derece fedakâr olmalı, birbirlerini çok sevmeli, çok güçlü bir dayanışma ve yardımlaşma içinde olmalıdırlar. Özellikle zorluk zamanlarında, her zamankinden çok Allah’ı zikretmeli, birbirlerine karşı her zamankinden daha çok anlayışlı ve kolaylaştırıcı olmalıdırlar. Çekişmek nasıl güç alırsa, birlik ve beraberlik de aksine müminlere güç verir. Hiçbir Müslüman, bir diğer kardeşiyle arasındaki çekişme için “bundan ne olur?” dememelidir.
Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri de Risale-i Nur’da bu durumdan endişe etmiş ve talebelerini şöyle uyarmıştır: “Sakın, sakın! Dünya cereyanları, hususan siyaset cereyanları ve bilhâssa harice bakan cereyanlar sizi tefrikaya atmasın. Karşınızda ittihad etmiş dalalet fırkalarına karşı perişan etmesin!”
Hülasa; Müslümanlar birbirlerinin yanlışlarını, hatalarını, kusurlarını araştırmamalı, birbirlerine örtü görevi görerek, şefkat ve merhametle birbirlerini tamamlamalıdırlar. Dünyevî, siyasî meseleler için birbirlerini dışlamamalı, bilakis birlik olup, tüm güçlerini Allah’ın dinini, Kuran ahlakını insanların arasında yaygınlaştıracak, insanlara Allah’ın varlığının delillerini anlatacak ilmi çalışmalara ve tüm insanlığa büyük hizmette bulunmaya harcamalıdırlar.